skip to Main Content
+90 (228) 212 44 58 bilecik@bileciksmmmo.org.tr
TÜRMOB GENEL BAŞKANIN MESAJI

TÜRMOB GENEL BAŞKANIN MESAJI

Küresel düzeyde son yıllarda yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler sorunlarla dolu bir dönem yaşanmasına neden oldu. Pandemi ile başlayan süreç, tedarik zincirlerinde bozulma ve bunun üretim süreçlerine olumsuz etkisi sonrası Rusya Ukrayna savaşının yaratmış olduğu ekonomik iklim sıkıntı ve sorunlarla dolu bir dönem yaşanmasına neden oldu. Ukrayna savaşının fiyat artışlarını ve tedarik sıkıntılarını daha da ağırlaştıran etkileri, dünya ekonomisine darbe vurdu.

 

Yaşanan gelişmelerin bir sonucu olarak dünya 2023’e, yüksek enflasyon ve ekonomik durgunluk hatta resesyon beklentisiyle girdi. Uluslararası kuruluşların verileri sonrası ortaya çıkan beklenti 2023’te dünya ekonomisinde sert bir fren ve sonra en azından 3-4 yıllık bir durgunluk, hatta daha sert ve uzun bir resesyon olasılığına girmesi yönünde.

 

Gelişmekte olan ülkelerle, gelişmiş ekonomiler yapıları ve ihtiyaçları itibariyle farklılıklar ortaya koyuyor. ABD ve Avrupa’da pandemi döneminde daha da ilerleyen parasal genişleme, arz sıkıntısı, pandemi döneminde bastırılmış talebin yeniden canlanması, enerji ve gıda fiyatlarındaki artışlar, ekonomik durgunluk ile birleşmesiyle şekillenen bir ortam oluşturuyor.

 

Küresel ekonomideki olumsuzluklar ve ülkemizde varlığını koruyan kendine özgü sorunlardan dolayı, Türkiye ekonomisinin istikrarı bozuldu. Türkiye hariç merkez bankaları önceliği enflasyonla mücadeleye verip faiz artışı süreci başlattı. Bu durum 1980’lerden bu yana görülmemiş hızda bir faiz artışı süreci ve parasal daralmayı beraberinde getirdi. Faizlerin artması dış finansmana ihtiyaç duyan bizim gibi ülkeler için büyük sıkıntı oldu. Öncelikle uluslararası sermaye, gelişmekte olan ülkelerden çıkarak, gelişmiş ülkelere dönme eğilimine girdi. Faizlerin yükselmesine bağlı olarak borçlanma maliyetleri arttı. Faiz artışları ve sermaye hareketleri dolar ve euronun değerini gelişmekte olan ülkelerin paraları karşısında yükseltiyor. Bu durum paraların değer kaybetmesine yani devalüasyona yol açıyor. Bunun bir sonucu olarak ithalat maliyetleri artarak, cari işlemler açığı artıyor ve doğal olarak dış borç servisi her geçen gün zorlaşıyor.

 

Bu gidişat bir yerde durmadığı takdirde küresel düzeyde bir borç krizinin yaklaşmakta olduğunu söylemek yanlış olmaz.

 

Yaşanan güçlükler yeni arayış ve yöntemlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Dijitalleşme ve tüketim ekonomisinden, döngüsel ekonomiye geçiş süreci yoğun olarak tartışılıyor ve buna yönelik stratejik planlamaların yapıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Gelişmiş ülkeler yeni döneme kendilerini hazırlayarak ve gelecek için planlamalarını yaparak, projelerini güçlü bir şekilde uygulamaya alarak girme gayretindeler. İşletmeler, makro ekonomi ve sosyal yaşam için en önemli kavram haline gelen sürdürülebilirlik, önümüzdeki dönemde her açıdan bizleri etkisi altına alacak bir gelişim gösteriyor.

 

Ekonomimizde istikrarın ve öngörülebilirliğin kaybolması ve seçim sürecine girilmiş olması ileriye dönük projeksiyonları güçleştiriyor. Öngörülebilirlik noktasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle ekonomik göstergelerin, döviz kurlarının, enflasyon oranın, büyüme oranının, Merkez Bankası faiz politikasının nasıl olacağı, Türkiye’nin döviz ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağına ilişkin belirsizlikler, işletmelerin bütçe hazırlamalarını zorlaştırdı. Yaşanan bu gelişmeler işletmeleri yeni istihdam konusunda isteksiz ve yatırımlar konusunda durağan hale getirdi. Bu belirsizliği aşmanın yolu, öngörülebilirliği sağlamaktan geçiyor.

 

Ekonomide yaşanan sıkıntı ve sorunlardan kurtulmak, ekonominin çarklarının güçlü bir şekilde dönmesi en büyük beklenti ve dileğimizdir. Katma değeri yüksek, sürdürülebilir bir ekonomiye yönelik politika anlayışının hayata geçirilmesi ekonomimiz için çözüm noktası olacaktır. Türkiye sıkıntı ve sorunlarını aşabilmek için mutlaka ekonomik gelişim rotasını bilime ve üretime dayandırmak zorundadır.

 

Küresel düzeyde ve ülke genelinde yaşanan tüm gelişmeler elbette muhasebe meslek mensuplarını, odalarımızı ve üst birliğimiz TÜRMOB’u yakından etkiliyor. Geride bıraktığımız çalışma dönemimizde pandeminin yaratmış olduğu sıkıntı ve sorunları hayatımızın her anında yoğun olarak hissettik. Tüm zorluklara ve sorunlara rağmen mesleki çalışmalarımızı aksatmadan devam ettirme gayretinde olduk. Pandemi süresince çalışmalarına ara vermeden fedakarca devam eden meslektaşlarımız hem işletmelerin varlığını koruyup sürdürebilmelerine, hem kamu finansmanına hayati katkı yaptı. Tüm zorluklara rağmen meslektaşlarımızın yanında olmak ve mesleki faaliyetlerine destek sağlamak için her türlü imkanı sonuna kadar değerlendirdik. Bu zorlu dönemde, çalışmalarımızla, dayanışmamızla ve birlikteliğimizi koruyarak, başarılı bir sınav verdik.

 

Etkin, saygın ve güçlü bir meslek örgütü olan TÜRMOB’un gücünü her alanda başarıyla sergilemesini sağladık.

 

Mesleki sorunlarımızın çözümünü, ülkemizin sorun ve uygulamalarından ayrıştırmak mümkün değildir. Mesleki sorunlarımızın önemli bir bölümünün çözümü yasal düzenleme gerektirmektedir. Sorunları ilgililere, yasama organına anlatmak, kabul ettirmek ve gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlamak maalesef bazen uzun süreli çaba göstermeyi gerektirmektedir. Biz sorunlarımızın kararlı bir şekilde takipçisi olmaya ve sonuç alıncaya kadar anlatmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz.

 

Yasalardan ve mevzuattan kaynaklanan sıkıntı ve sorunların çözüm merci olan Bakanlıklarımız, TBMM’de temsil edilen siyasi partilerimiz, grup başkanvekillerimiz, milletvekillerimiz, kurum ve kuruluşlarımızın yöneticileri ile sürekli diyalog halindeyiz. Talep ve önerilerimizi dile getirerek, raporlar hazırlayarak çözümünü sağlamak ve ülkemizin gelişimine katkı sunmanın gayreti içindeyiz.

 

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ele alınan vergi ile ilgili her konuda TÜRMOB olarak rapor hazırlayarak görüş ve önerilerimizi sunuyoruz. TÜRMOB sunduğu raporlarıyla, önerileriyle çözüm sunan bir anlayış içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Ulusal medyada görüşlerine yer verilen, açıklamaları dikkatle takip edilen bir meslek örgütü haline geldik.

Mesleğin uzun vadeli geleceğini planlayıp buna uygun adımları atarken, mesleğin günlük sıkıntı ve sorunlarını çözme gayreti içerisinde olduk.

 

Mesleğimiz adına önemli kazanımlar elde ettik. Birçok alanda başarılı çalışmalar gerçekleştirdik.

 

Her zaman Odalarımızın yanında olduk. Hizmet ve eğitim tesisi olmayan odalarımıza destek vererek ihtiyaçlarını karşılamalarını sağladık.

 

TÜRMOB ve Odalarımız hiçbir şart ve ortam altında durmadı, çalışmalarına ara vermedi. Teknolojinin getirdiği imkanlardan azami oranda faydalanarak çalışmalarımızı sürdürdük. Eğitim çalışmalarımıza her zaman önem verdik ve her ortamda gerçekleştirdik.

 

Teknolojik gelişmeleri mesleğimizin hizmetine sunacak program ve uygulamaları hayata geçirdik. Meslektaşlarımıza ofislerinde çalışmalarına yardımcı olmak amacıyla geliştirdiğimiz TÜRMOB Ofis Yönetim Programını kullanıma sunduk. LUCA’nın tüm kalite belgelerini alarak entegratör yaptık. LUCA’yı meslektaşlarımızla uygun koşullarda buluşturmak için çalışmalar gerçekleştirdik. TESMER dijital başvuru sürecini başlattık.

 

Mesleğin geleceğini el birliğiyle şekillendirmek için çalıştaylar yaptık. Geleceğe bugünden hazırlanıyor ve dünyadaki değişime hızla uyum sağlayarak mesleğe ve meslek mensubuna değer katmak için var gücümüz ile çalışıyoruz.

 

Uluslararası düzeyde gerçekleştirilen müzakereler ve elde edilen deneyimler, kurumsal değer yaratma, sürdürülebilir kalkınma ve toplumun değişen beklentilerini karşılamak için yalnızca finansal değil finansal olmayan verileri de içeren karşılaştırılabilir, güvenilir bilgiler sunan yeni bir raporlama sistemine ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmıştır. Sürdürebilirlik, diğer bir deyişle devamlılık konusunda muhasebe mesleği yönetimsel, çevresel ve sosyal açıdan bilgilerin raporlanmasında işletmeler ve yatırımcılar için kilit rol üstlendi.

 

TÜRMOB’un temel görevi mesleğimizi yarınlara güvenle taşımaktır. Bunun için muhasebe meslek örgütleri, meslek mensuplarının ihtiyaç duyacağı becerileri kazandırma ve geleceğe hazırlama görevine ağırlık vermeye devam edecektir.

 

Gerçekleştirmekte olduğumuz ve programladığımız çalışmalarla meslekte hizmet kalitesini artırarak, mesleki uzmanlık alanlarına yönelerek, mesleğin yarınlarına güvenle bakmaya devam edebiliriz. Teknolojide yaşanan gelişimi, fırsata çevirdiğimiz ölçüde, etkinliğimizi ve varlığımızı artırarak devam ettirebiliriz.

 

TÜRMOB, kurum ve kuruluşlarımızla karşılıklı anlayış ve iş birliği içerisinde çalışmalarını sürdürmektedir. Önümüzdeki çalışma döneminin ülkemizde ve dünyada; ekonominin istikrara kavuştuğu, adaletin sağlandığı, işsizliğin son bulduğu, toplumun barış ve huzur içinde yaşadığı, sorunların çözüldüğü bir dönem olmasını arzuluyorum.

 

Yarınlara sağlıkla, umutla baktığımız bir ülke ve dünyada yaşamamız dileğiyle saygılarımı sunarım.

 

 

Emre KARTALOĞLU

TÜRMOB Genel Başkanı

Back To Top